Montag, 10. Januar 2011

Cihad ve Mahiyeti

بسم الله الرحمن الرحيم


يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلَى تِجَارَةٍ تُنْجِيكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَلِيم* تُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ
فِى سَبِيلِ اللهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ * , يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ
* وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِى جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

“Ey İnananlar! Sizi can yakıcı bir azaptan kurtaracak, kazançlı bir yolu size göstereyim mi? Allah’a ve peygamberine inanır, Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla cihad edersiniz; bilseniz, bu sizin için en iyi yoldur.Böyle yaparsanız, Allah günâhlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur.” < Saf/ 10-11-12 >

Ayeti kerimelerin nuzul sebebi;
"Ey iman edenler! Sizi çok acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi?" buyruğu hakkında Mukatil dedi ki: Âyet Osman b. Maz'un hakkında İnmiştir. Şöyle ki; o Rasûlııllah (sav)'a dedi ki: Bana izin versen de Havle'yi boşasam, rahibliğe yönelip kendimi bulsam, et yemeyi kendime haram kılsam, geceleyin hiçbir zaman uyumasam, gündüzün hiçbir zaman oruç açmasam. Bunun üzerine RasûluHah (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki nikâh benim sünnetimdendir. İslam'da ruhbanlık yoktur. Ümmetimin ruhbanlığı Allah yolunda cihaddır. Ümmetimin burulması oruç tutmaktır. Allah'ın size helal kıldığı hoş şeyleri haram kılmayınız. Benim sünnetimden olmak üzere ben uyurum, namaz kılarım, oruç açarım, oruç tutarını. Kim benim sünnetimden yüz çevirecek olursa, benden değildir." Bu sefer Osman şöyle dedi: Ey Allah'ın Peygamberi, Allah'a yemin ederim ki Allah'ın en sevdiği ticaretin hangisi olduğunu bilmeyi çok isterdim. Böylelikle ben de o ticareti yapardım. Bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.
Yüce'Allah'in: "Göstereyim mi" buyruğunun göstereceğim anlamında olduğu söylenmiştir.
"Ticaretden kasıt, cihaddır. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur; "Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını... satın almıştır." (et-Tev-be, 9/111) Bu bütün mü'minlere yönelik bir hitaptır. Kitab ehline yönelik olduğu da söylenmiştir.

el-Kelbî dedi ki: Mü'minler Ey Allah'ın Rasûlü dediler. Şayet bizler Allah'ın hangi ameli daha çok sevdiğini bilseydik, biz de o işi yapmaya daha çok koşardık. Bunun üzerine: "Sizi çok acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi?" (es-Saf,10) buyruğu nazil oldu. Bir süre böylece beklediler ve bu arada şöyle diyorlardı: Bu ticaretin ne olduğunu bilseydik, elbetteki onu mallarımızı, canlarımızı, eşimizi, dostumuzu feda ederek satın alırdık. Yüce Allah bu ticareti onlara: "Allah'a veRasûlüne iman edersiniz, mallarınızla, canlarınızla Allah'ın yolunda cihad edersiniz" âyeti ile gösterdi.'' < Bak,İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an >

كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْ وَعَسَى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى اَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا
Bakara/ 216 * وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

''Hoşunuza gitmediği halde, cihâd üzerinize farz kılınmıştır. Bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için hayırlı olabilir. Bir şey de hoşunuza gittiği halde sizin için kötü olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.''
Cihâd Farizası
Allah Teâlâ düşmanların şerrini İslâm diyarından defetmek için, müslümanlara cihadı farz kılmıştır. Zührî der ki, cihâd ister savaşsın, ister otursun, herkese vâcibtir. Oturan kendisinden yardım dilendiği zaman yardım etmek, imdat istendiği zaman imdada koşmak; savaşa katılması bildirildiği zaman savaşa gitmek zorundadır. Eğer kendisine ihtiyâç duyulmazsa ancak o zaman oturabilir.
Ben derim ki; (İbn Kesîr) Sahîh hadîste sabit olduğuna göre Rasû-lullah (s.a.) şöyle buyurmuştur :
«Kim savaşmadan veya kendini savaşa hazırlamadan ölürse câhiliyyet ölümüyle ölür.» Rasûlullah (s.a.) Mekke'nin fethi günü de şöyle buyurmuştur: «Fetih gününden sonra hicret yoktur. Yalnızca cihâd ve niyet vardır. Siz savaşa çağırıldığınız zaman savaşa koşun.»
«Hoşunuza gitmez ama» sizin için zor ve meşakkatli bir iş olmakla beraber cihâd üzerinize farz kılınmıştır. Savaş hoşa gitmez. Çünkü savaşta öldürülmek ve yaralanmak olduğu gibi, düşmanlarla didişmek ve yolculuğa katlanmak zarureti vardır.
«Bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için hayırlı olabilir.» Savaş sizin için hayırlı olabilir. Çünkü ardından düşmanlara karşı zafer ve gâlibiyyet gelir. Onların ülkelerini, mallarını, çoluk-çocuklarını elde etmek mümkün olur. «Bir şey de hoşunuza gittiği halde sizin için kötü olabilir.» Bu her konuda böyledir. Dolayısıyla hüküm umûmîdir. Kişi bazan bir şeyi sever; ancak o şey kendisi için faydalı ve hayırlı olmaz. Savaşa gitmeyip oturmakta bu şekildedir. Arkasından düşmanın ülkeyi istilâsı ve idareyi ele geçirmesi mümkün hale gelir. «Allah bilir, siz bilmezsiniz.» O sizin hakkınızdaki her şeyi en iyi bilendir. Sizin dünyanız ve âhiretiniz için neyin daha faydalı olduğunu en iyi o bilir, öyleyse onun buyruğuna uyarak emrine icabet edin ki doğru yolu bulmuş olasınız. < Tefsiri İbni Kesir (r.lh) >

''Bu âyet-i kerime. Allanın dinini yeryüzüne hakim kılmak için müminlerin, her türlü zorluğuna rağmen cihad etmelerinin gerekliliğini beyan etmektedir.'' < Tefsiri İmam Taberi (r.lh)>

* وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّى لاَ تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدِّينُ كُلُّهُ لِلَّهِ فَاِنِ انْتَهَوْا فَاِنَّ اللهَ بِمَا يَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

'' Hiçbir fitne kalmayıncaya ve din tamamıyle Allah'ın oluncaya kadar onarla savaşın. Eğer vazgeçer-
lerse, muhakkak ki Allah onların ne yaptıklarını iyice görür.'' < Enfal-39 >

Ayeti kerime hakkında;

Ey müminler, kâfirlerle savaşın ki ortada şirk kalmasın, sadece Allah'a kulluk edilsin. Allah'ın kulları fitneye düşmekten kurtulsun. Yeryüzünde sadece Allah'ın dini hakim olsun. Eğer kâfirler, Allaha ortak koşmaktan ve onu inkâr etmekten vaz geçer de hak dine dönerlerse şüphesiz ki Allah,onların yaptıkları nı çok iyi görendir. Kullarının yaptıklarından hiçbir şey ona gizli değildir.Âyet-i kerimede zikredilen
"Fitne"den maksat, Allah'a ortak koşmak ve inkarcılığa düşmektir. Allah Teala âyet-i kerimede müminlerin, dinlerinden çıkarılıp şirke ve inkara düşürülmemeleri ve sadece Allah'a ibadet etmeleri ve onu birlemeleri için savaşmaları emredilmiştir. < Tefsiri İmamı Taberi(r.alh) >

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bana, lâilâhe illallah deyinceye kadar, insanlarla savaşmak emredildi, Eğer inkârdan vazgeçip de müslüman olurlarsa, bilsinler ki Allah, onların kalplerini bilir. Tevbe etmeleri ve müslüman olmalarına karşılık Allah onlara sevap verecektir.'' < Buhari >

Bu Ayeti kerime hakkında merhum Şehid tefsirinde;
- Bu önemli hedefin gerçekleşmesi için de iki temel faktör gereklidir:
Birincisi: Bu dini benimseyen, insanın egemenliğinden kurtulduklarını ilan eden, sadece Allah'a kul olmakla her çeşit ve her şekliyle kula kulluktan kurtulanlara yönelik baskı ve işkenceleri bertaraf etmektir. Bu da şu evrensel bildiriye inanan, onu realiteler dünyasında uygulayan, bu dine inananlara işkence ve zulüm uygulamakla ya da bu dini benimsemek isteyenlere çeşitli baskı, zorlama ve propaganda yöntemleriyle engel olmaya çalışmakla azgınlaşan tağutlarla cihad eden mü'min bir önder- liğin yönetiminde hareket eden organik bir yapıya sahip mü'min bir kitlenin varlığıyla mümkün olur.
İkincisi: Her ne şekilde olursa olsun, insanın insana kulluğu esasına dayanan tüm güçleri yeryüzünden silmektir. Bu da birinci hedefin yani bütün yeryüzünde yüce Allah'ın tek ve ortaksız ilahlığını ilan etmenin garantisidir. Böylece bütün insanlar sadece Allah'a boyun eğmiş, onun dinini din edinmiş olurlar. Din kelimesi burada Allah'ın otoritesine boyun eğmek anlamındadır, soyut bir inanç değil.
< Fizilalil-Kurani / Seyyid Kutub >


AYETİ KERİMELERDEN ALINACAK DERSLER / CİHADIN SEBEBLERİ VE KISIMLARI




1-Saf/10-12 de, Allahu teala bizlere kazançların en hayırlısını,ticaretin en hayırlısını,elem verici azab-
tan kurtulmanın ve nihayet mağfiret olunup altlarından ırmaklar akan adn cennetine gire bilmenin
en kısa ve en hayırlı yolun; kendisine ve resuluna imandan sonra yine kendi yolunda canla ve mal-
la cihad etmek olduğunu çok açık ve net ifadelerle beyan buyurmaktadır.Tefsirlerde'de ifade edildiği
gibi,buradaki ticaretden maksat cihad'tır.Zira ayeti kerimede'' Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını . ve mallarını cennet mukabilinde satın almıştır." (et-Tevbe,111) buyurmaktadır.
Allahın resulu (s.a.v) şöyle buyurur:''Şüphesiz Allah yolundaki birinizin (yaptığı cihad) fazileti,
evindeki yetmiş yıl namazından daha ef-daldir. Allah'ın sizi bağışlamasını ve Cennetine koymasını
istemez misiniz? Allah yolunda cihad ediniz. Devenin iki süt arası müddeti kadar Allah yolunda
savaşanlara Cennet vacip olmuştur. < Tirmizi Cihad: 17. Sahih hadis. >


2- Cihad, güç ve meşakkat manasına gelen «cehd»den türemiştir.Yani güc ve kuvvet sarf etmek,meşek-
katlere katlanmak,didinip yorulmak manalarına gelmektedir.Ayeti kerimede;'''Hoşunuza gitmediği
halde, cihâd üzerinize farz kılınmıştır.'' ifade buyrulurken savaşın beraberinde getireceği meşakkatler
lerden dolayı insanın bundan hoşlanmadığına işaret edilmektedir.Ancak İmamı Taberi'ninde ifade et-
tiği gibi,bu âyet-i kerime, Allanın dinini yeryüzüne hakim kılmak için müminlerin, her türlü zorlu-
ğuna rağmen cihad etmelerinin gerekliliğini beyan etmektedir. Daha sonra bilinmesi gereken şeyler-
den biriside cihadın kısımları -çeşitler-dir.Başlıca üç kısıma ayrılır: Hadisi şerifte şöyle buyrulur;

''Enes b. Malik'den rivayet olunduğuna göre Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Müşriklere karşı
mallarınızla canlarınızla ve dillerinizle savaşınız." - Ebu Davud- Diğer bir hadistede şöyle buyrulur

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle
değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın
en zayıf derecesidir.” .... ( Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17 )


3- Enfal/39 da rabbimiz adeta cihad hakkında varid olan tüm ayet ve hadislerin hulasasını bir ayeti keri
mede ifade buyurmaktadır:'' Hiçbir fitne kalmayıncaya ve din tamamıyle Allah'ın oluncaya kadar
onlarla savaşın.''Dolayısıyla Allahın dinini yeryüzüne hakim kılmak,şirki tamamıyla ortadan kaldır-
mak için yapılacak cihadın,en büyük cihad olduğu beyan buyrulmaktadır.Rasulullah şöyle buyurur:

“ Kıyametin kopmasına yakın kılıçla gönderildim. Ta ki sadece Allah’a ibadet edilsin ve O’na ortak
koşulmasın.” < Ahmed ibni Hanbel>

Yine resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bana, lâilâhe illallah deyinceye kadar, insanlarla savaşmak emredildi, Eğer inkârdan vazgeçip de müslüman olurlarsa, bilsinler ki Allah, onların kalplerini bilir. Tevbe etmeleri ve müslüman olmalarına karşılık Allah onlara sevap verecektir.'' < Buhari >


4- Dünyanın her hangi bir ülkesinde,saldırıya, gasb ve zulume uğramış müminlerin cihadlarına ,diğer
müminlerin imkanları nisbetinde (bizzatihi,madden,manen)katımaları destek olmaları farzı-ayındır.


'' Size ne oluyor da; “Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bir sahib çıkan
gönder, katından bize bir yardımcı lütfet.” diyen erkekler, zavallı çocuklar ve kadınlar uğrunda ve
Allah yolunda savaşmıyorsunuz?” < Nisa/75 >

5-Bu gibi durumların yanısıra ,müslümanlara yapacakları davete ve tebliğe enyakınlarından başlanması
ayeti kerimede buyrulduğu gibi,yine şerri,şirk ve zulmü bertaraf etmeğe ortadan kaldırmayada en ya-
kınından,yaşadığı ve ikamet ettiği beldeden başlaması gerekmektedir.Yani Tağutlardan,mürtedlerden.


''Ey İman edenler Kâfirlerden size yakın olanlarla savaşın.Sizi kendilerine karşı sert bulsunlar.''Tev.123


Allah, mü'minlere ne şekilde cihad edeceklerini göstermekte ve düşmanlarından yakınlık sırasına göre
başlamaları gerektiğini bildirmektedir. ez-Zevahiri şöyle der: “Allahu Teala, fitne kalmayınca ya ve din tamamen kendisinin oluncaya kadar, kafirlerle savaşılmasını mü’minlere farz kılmıştır. Fitne ise, şirktir.Şirkin, günümüzde ortaya çıkmış olan en belirgin biçimi, bazı insanların kendilerini Allahu Teala dışında ilahlar ilan etmeleri,insanlar için kanunlar belirlemeleri ve bu kanunlar ile Allah’ın Kitabı’na
ve Rasulü’nün sünnetine karşı çıkmalarıdır. Bu nedenle güç yetire bilen her Müslümanın, bu yöneti- cileri ortadan kaldırmak için eliyle, diliyle ve malıyla cihad etmesi gerekir.
Cihada, Müslümanlara en fazla eziyet veren tağutlardan başlanır ve bu sıra takip edilir.''.



6- Günümüzde islam adına ortada dolaşan;

İnsanları nefis tezkiyesine davet ettiklerini iddia etmek
maskesi altında şirk,bidat ve hurafelerle dolu devrişlik morfiniyle adeta uyuşturup cihad ruhundan
yetmişyıl uzaklara taşıyan ve yetmezmiş gibi birde zalim ve tağutlara itaata davet eden bazı ekmekci
sofilerin,yine ellerine geçirdikleri Prof'luk ve Doçentlik vs.diplomalarının gölgesinde meydanlarda,
basın ve medyalarda kuranı ve sünnetleri inkar veya tahrifi eylem ve çalışmalarını sergileyen ancak
düzenin şirkinden veTağutluğundan asla bahsetmedikleri gibi tam aksine itaata ve desteğe davet eden
Bel'amların,veyine üç kuruşluk dünya menfaatına mukabil din ve imanlarını satan,mürtedlerin,müşrik
lerin avukat ve tellallığını yapan,mescidlere gelen insanlara kuranı ve tevhidi hakikatları anlatmak ye-
rine onları şirkin ve küfrün kucağına itmekle zulum ve ihanet eden sistemin sahte hocalarının, ve niha
yet kendilerini selefi müslümanlar olarak isimlendiren ve takdim eden,bid'at,hurafe ve şirkle mucade-
le eden !! fakat enbüyük bid'at ve şirk olan;Allahın (cc) indirdiği kitabıyla hükmetmeyip,kendi kafala-
rından çıkardıkları ve uydurdukları kanunlarla hükmeden tağutların bu yaptıklarının kafirlik olmadığı-
nı,sadece günah olduğunu iddia edenler ve dolayısıyla henüz kendileri şirk ve tevhidi anlayamamış
olan,bundan dolayıdırki cihad'tan asla bahsedemeyen, işte bu ve yukarıdan aşağıya doğru zikretmekte
olduğumuz gurupların şerlerinden Allahu tealaya sığınırız.Muvahhid müminleri buhususta uyanık ve
dikkatli olmağa davet ederiz.Kendileri içinde Allahtan hidayetler dileriz.

Hakimi ve Kadiri mutlak olan rabbimizden dua ve niyazımız,bizleri dini uğrunda,kendi yolunda cihad eden ve bu yolda şehadet şerbetini içen salih ve bahtiyar kullarından eylesin. Allahümme Amin.


Allahın resulu (s.a.v) buyurduki;

“ Kıyametin kopmasına yakın kılıçla gönderildim. Ta ki sadece Allah’a ibadet edilsin ve O’na ortak
koşulmasın.” < Ahmed ibni Hanbel>

م٠هارون ابوانصار العينتابي
M.Harun ebu Ensar el-Ayıntabi

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen