Tefsir Dersleri .2 -/ Ayet ve Hadislerin cemi


بسم الله الرحمن الرحيم


DERS-1- HZ.KUR'AN EN BÜYÜK MUCİZE / İLAHİ KORUMA ALTINDA


Hicir/9 * اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ

„ Kur'an'ı muhakkak biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.“Hicir/9

قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ اْلاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ هَذَا الْقُرْاَنِ لاَ يَأْتُونَ بِمِثْلِهِ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ

Isra/88 * لِبَعْضٍ ظَهِيرًا
De ki: Bütün insanlar ve cinler, birbirlerine yardımcı ve destek ol-salar, bu Kur’ân’ın bir benzerini meydana getirmek için bir araya gelseler, bir benzerini meydana koyamazlar. ( Isra/88 )

HADİSLER


عن أبي هريرة أن رسول صلى الله عليه وسلم قال: زينوا القرآن بأصواتكم * ابن حبان
Ebu Hureyreden rivayeten,resulullah (s.a.v)buyurduki:“Kur'ani seslerinizle süsleyin.“ (Ibni Hibban

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
" إن القرآن أنزل على سبعة أحرف، فاقرؤوا منه ما تيسر " ابن حبان
Abdurrahman bin Abdulkari (r.a) dediki;Allah resulu (s.a.v)buyurduki:“Muhakkakki kur'an yedi
harf üzere nazil olmustur.Hangisi kolayiniza gelirse öylece okuyun.“ (Ibni Hibban) (Buhârî,Müslim)



DERS -2- ALLAHIN ŞERİATINA TABI OLMAK / CAHİLİYYE HÜKÜMLERİNİ REDDETMEK



Casiye/18 * ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَى شَرِيعَةٍ مِنَ اْلاَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلاَ تَتَّبِعْ اَهْوَآءَ الَّذِينَ لاَ يَعْلَمُونَ

“Sonra ey Muhammed! Seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin
  hevalarina uyma.“ Casiye / 18

اَفَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلَهَهُ هَوَيهُ وَاَضَلَّهُ اللهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ
Casiye/ 23 * غِشَاوَةً فَمَنْ يَهْدِيهِ مِنْ بَعْدِ اللهِ اَفَلاَ تَذَكَّرُونَ

„Gördün mü o kimseyi ki hevâ ve hevesini kendine tanrı (ilah) edinmiş, bilgisi olduğu halde Allah onu şaşırtmış, kulağını, kalbini mühürlemiş ve gözüne perde koymuştur. Allah'tan sonra onu kim hidayete eriştirebilir? Halâ tezekkür etmiyecek misiniz?“ Casiye / 23

Maide/50 '* اَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

“Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir millet için Allah'tan daha iyi hüküm veren
kim vardır?” -Maide/ 50 -
HADİSLER

عن أبي هريرة؛ قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم :

"بدأ الإسلام غريبا وسيعود كما بدأ غريبا. فطوبى للغرباء". رواه مسلم
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu:
"İslâm garib olarak başladı, tekrar başladığı gibi garîb hâle dönecektir. Gariblere ne mutlu!"[Müslim)


عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ قَالَ كُلُّ أُمَّتِي يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ إِلاَّ مَنْ أَبَى قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَنْ
يَأْبَى قَالَ مَنْ أَطَاعَنِي دَخَلَ الْجَنَّةَ وَمَنْ عَصَانِي فَقَدْ أَبَى * رواه البخاري
Ebû Hüreyre(r.a)den rivâyet edildiğine göre Resûlullah s.a.v) :
“İstemeyenler dışında, ümmetimin tamamı cennete girer” buyurdu. Bunun üzerine:
Ey Allah’ın elçisi, cennete girmeyi kim istemez ki? denildi. Peygamber Efendimiz:“Bana itaat edenler cennete girer, bana karşı gelenler cenneti istememiş demektir” buyurdu. ( Buhari )

DERS -3- ALLAHIN AYETLERİNİ KETMEDENLER VE HAKKI BATILA KARIŞTIRANLAR

Bakara/42 * وَلاَ تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ
„Sizler bilip dururken hakkı bâtıla karıştırıp hakkı gizlemeyin.“

اِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَآ اَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدَى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِى الْكِتَابِ اُولَئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللهُ
*وَيَلْعَنُهُمُ اللاَّعِنُونَ - , اِلاَّ الَّذِينَ تَابُوا وَاَصْلَحُوا وَبَيَّنُوا فَاُولَئِكَ اَتُوبُ عَلَيْهِمْ وَاَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
İndirdiğimiz, açık delilleri ve hidâyeti, kitâbda insanlara açıkça beyân ettikten sonra gizleyenlere; muhakkak ki onlara, Allah la'net eder ve la'net etmek sânından olanlar da la'net eder.An-cak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler ve tebliğ edilen gerçekleri önce giz-ledikleri halde, pişman olup tekrar insanlara duyuranlar bunun dışındadırlar: Onların tevbesini kabul edeceğim, zira yalnızca benim, tevbeleri kabul eden ve çokça acıyan.“ Bakara /159-160

HADİSLER

وَعَنْ أبي هُرَيرَةَ، رَضِيَ الله عَنْهُ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ الله : مَنْ سُئِلَ عَنْ عِلْم فَكَتَمَهُ، أُلجِمَ

( يَوْمَ القِيَامَةِ بِلِجَامٍ مِنْ نَار " ( الترمذي
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her kime öğrendiği dini ilim sorulursa o da çeşitli sebeblerden dolayı o bilgisini gizlerse kıyamet günü o kimseye ateşten bir gem vurulacaktır.” (İbn Mâce, Tirmizi:ilim; Ebû Dâvûd: İlim: 17)

 وَعَنْ عبدِ الله بنِ عَمرِو بنِ العاصِ رَضِيَ الله عَنْهُمَا قالَ: سَمِعْتُ رسولَ الله يَقُولُ: إنَّ الله لاَ
يَقْبضُ العِلْمَ انْتِزاعاً يَنْتَزِعُهُ مِنَ النَّاسِ، وَلكِنْ يَقْبِضُ العِلْمَ بِقَبْضِ العُلَمَاءِ، حَتَّى إذا لَمْ يُبْق
* عالماً، اتَّخَذَ النَّاسُ رُؤُوساً جُهَّالاً، فَسُئِلُوا، فَأَفْتَوا بغَيْرِ عِلْمٍ، فَضَلُوا وَأَضلُوا
Abdullah b. Amr b. Âs'ı şöyle dedi: Rcsûiüllah ( s.a.v) buyurduki:
«Şüphesiz Allah ilmi insanlardan çekip alıvermez. Lâkin ilmi, ulemâyı almakla kaldırır. Nihayet hiç bir âlim bırakmadığı vakit, İnsanlar bir ta­kım cahilleri baş edinirler. Onlara sual sorulur, ilİmsiz fetva verirler; bu suretle hem saparlar, hem saptırırlar.» buyururken İşittim. (Muttefakun Aleyh )

DERS – 4- GAYBI ANCAK VE ANCAK HZ.ALLAH (CC) BİLİR, MUHLUKAT İSE BİLEMEZ.


..قُلْ لاَ اَقُولُ لَكُمْ عِنْدِى خَزَائِنُ اللهِ وَلاَ اَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلاَ اَقُولُ لَكُمْ اِنِّى مَلَكٌ اِنْ اَتَّبِعُ اِلاَّ مَا يُوحَى اِلَىَّ
"De ki: Size Allah’ın hazineleri elimdedir, demiyo­rum; gaybı da bilmiyorum; Size, ben meleğim de demiyorum, ben ancak bana vahy olunana uyuyorum." En'am/50

En'am/ 59 *......... وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لاَ يَعْلَمُهَا اِلاَّ هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِى الْبَرِّ وَالْبَحْرِ

"Gaybın anahtarları onun katındadır, onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı, yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı kuruyu ki apaçık kitaptadır ancak O bilir."

Neml/ 65 *قُلْ لاَ يَعْلَمُ مَنْ فِى السَّمَوَاتِ وَاْلاَرْضِ الْغَيْبَ اِلاَّ اللهُ وَمَا يَشْعُرُونَ اَيَّانَ يُبْعَثُونَ

De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini debilmezler."

HADİSLER

عن عائشة قالت: من زعم أن رسول الله صلى الله عليه وسلم يخبر بما يكون في غد فقد أعظم
على الله الفرية؛ والله تعالى يقول: "قل لا يعلم من في السماوات والأرض الغيب إلا الله" [النمل: 65].
Aişe (r.nha) dedi ki: Kim Muhammed'in yarın ne olacağını bildiğini iddia ediyor ise hiç şüphesiz yüce Allah'a
karşı büyük bîr iftirada bulunmuş olur. Cünkü yüce Allah: "De ki; Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka
kimse bilmez." diye buyurmaktadır. (Sahihi-Müslim )

وعن أبي هريرة رضي الله عنه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من أتى عرافا أو كاهنا
فصدقه بما يقول فقد كفر بما أنزل على محمد * ابن ماجه
رواه أبو داود والترمذي والنسائي وابن ماجه وفي أسانيدهم كلام ذكرته في مختصر السنن والحاكم

Ebu Hureyreden rivayeten,resullah (s.a.v) buyurduki:“ Her kim Arrafa veya bir kahine gider ve onun
söylediklerini tasdiklerse,o kimse Muhammede (s.a.v)inen kitabi inkar etmistir.“
(Sahih / Ibni Mace,Ebu Davud,Hakim,Tirmizi ve Nese'i )

DERS -5- EMVAL VE EVLADIN DÜNYA HAYATINDA KİŞİ İÇİN BİR FİTNE (İMTİHAN) OLDUĞU

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا لاَ تُلْهِكُمْ اَمْوَالُكُمْ وَلآ اَوْلاَدُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللهِ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَلِكَ فَاُولَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Ey iman etmiş olanlar, mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah 'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.“ Münafikin/ 9

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوآ اِنَّ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ وَاَوْلاَدِكُمْ عَدُوًّا لَكُمْ فَاحْذَرُوهُمْ وَاِنْ تَعْفُوا وَتَصْفَحُوا وَتَغْفِرُوا فَاِنَّ اللهَ
Teğabun/14-15 * غَفُورٌ رَحِيمٌ - , اِنَّمَآ اَمْوَالُكُمْ وَاَوْلاَدُكُمْ فِتْنَةٌ وَاللهُ عِنْدَهُ اَجْرٌ عَظِيمٌ
Ey iman edenler! Eşlerinizin, evlâtlarınızın içinde hakikaten size düşman da vardır, öyleyse onlardan sakının. Af eder, kusurlarını başlarına kakmaz örterseniz, şüphesiz Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyi­cidir. Mallarınız da evlâtlarınız da sizin için ancak bir imtihandır. Allah ise, büyük mükâfat O'nun nezdindedir.“ Teğabun/14-15
HADİSLER

عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ عَنِ النَّبِيِّ قَالَ إِنَّ الدُّنْيَا حُلْوَةٌ خَضِرَةٌ وَإِنَّ اللَّهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ فِيهَا فَيَنْظُرُ
كَيْفَ تَعْمَلُونَ فَاتَّقُوا الدُّنْيَا وَاتَّقُوا النِّسَاءَ فَإِنَّ أَوَّلَ فِتْنَةِ بَنِي إِسْرَائِيلَ كَانَتْ فِي النِّسَاءِ .رواه مسلم

Ebu Saîd el-Hudri'den (r.a) Nebi'nin (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Dünya tatlı ve renklidir. Aİlah sizi dünyada hükümran birakacak da nasıl hareket edeceğinize bakacaktır. Bu sebeple dünyadan sakininiz. Kadından sakınınız. îsrailoğullari ilk önce kadınlar konusunda denenmiş ve sapıklığa yönelmişlerdir". (Müslim rivayet etmiştir).

عَنْ اُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ رَضِىَ اللهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِىِّ قَالَ: مَا تَرَكْتُ بَعْدِى فِتْنَةٌ هِىَ اَضَرُّ عَلَى
الرِّجَالِ مِنَ النِّسَاءِ " مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ
Üsâme b. Zeyd (r.a.)'dan. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Benden sonra geride, erkekler üzerinde kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım " buyurmuştur . ( Muttefakun aleyh )



DERS- 6- ALLAHU TEALAYI (CC) TESBİH VE ZİKRETMENİN ÖNEM VE MAHİYETİ


{وَالذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا}

“... Allah’ı çokça anan erkekler ve çokça anan kadınlar var ya; Allah işte  bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat (cennet) hazırlamıştır.” Ahzab/ 35

* يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْراً كَثِيراً* وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلاً

„ Ey inananlar, Allah'ı çok anın.Ve O'nu sabah akşam tesbih edin.“ Ahzab/41-42

*وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِى نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَاْلاَصَالِ وَلاَ تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ

„ Ey Muhammed, sabah akşam yalvararak, korkarak, yüksek olmayan bir sesle rabbini içinden zikret.
Gafillerden olma.“ Araf /205

HADİSLER

" وعَنْ أبي مُوسَى الأشْعَريِّ، رَضِيَ الله عَنْهُ، عَنِ النَّبِيّ ، صلى الله عليه وسلم

" قالَ: مَثَلُ الَّذِي يَذكُرُ رَبَّهُ وَالَّذِي لا يَذْكُرُهُ، مَثَلُ الحيِّ وَالمَيِّتِ

Resulu ekrem (s.a)“Rabbini zikreden İle Rabbini zikretmeyenin misâli, diri ile ölü gibidir.”buyurdu.
( Buhari ve Müslim )

وعنْ عبدِ الله بنِ بُسْرٍ، رضيَ الله عَنْهُ، أَنَّ رَجُلاً قالَ: يا رَسُولَ الله، إنَ شَرَائعَ الإسْلامِ قَدْ
كَثُرَتْ عَلَيَّ، فَأَخبِرْني بِشَيءٍ أَتَشَبَّثُ بهِ قالَ: لا يَزالُ لِسَانُكَ رَطْباً مِنْ ذِكْرِ الله.

Abdullah ibni Büsr (Allah Ondan razı olsun) şöyle dedi: Bir adam
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'a hitaben, "Ya Rasulallah, İslami hükümler
çoğaldı, bana sıkıca sarılacağım birşey söyle" dedi. Rasûlullah (sallallahu aleyhi
vesellem) de, "Dilin hep Allah'ı zikretsin" buyurdu. (Tirmizi, Deavat, 4)

DERS – 7- ( VESİLE – TEVESSÜL -İSTİGASE - RABITA ) ; MANA ,MAHİYET VE HÜKÜMLERİ

Maide/35 * يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَابْتَغُوا اِلَيْهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُوا فِى سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

“Ey İnananlar! Allah'tan sakının, O'na ulaşmaya yol(vesile) arayın, yolunda cihad edin ki kurtulasınız."

Tevbe/119 *يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقِينَ
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sâdıklarla beraber olun.

HADİSLER

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم .

" فعليكم بسنتي وسنة الخلفاء الراشدين المهديين عضوا عليها بالنواجذ وإياكم ومحدثات
" الأمور فإن كل بدعة ضلالة * .
رواه أبو داود والترمذي وابن ماجه وابن حبان في صحيحه وقال الترمذي حديث حسن صحيح

Resulullah (s.a.v) "Sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn’in sünnetine sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir, sapıklıktır”  buyurdular.


- Ebû Dâvûd, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 6 -


عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ؛ قَالَ :

  قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم، ((يَا أَيُّهَا النَّاسُ! إِيَّاكُمْ وَالْغُلُوَّ فِي الدِّينِ، فَإِنَّهُ أَهْلَكَ مَنْ
كَانَ قَبْلَكُمُ الْغُلُوَّ فِي الدِّينِ * وابن ماجه

İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhütnâ)'dan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (s.a.v):Ey insanlar!Dinde haddi aşmaktan teşdîd'den sakınınız.Çünkü sizden öncekileri dinde aşırılık ve teşdid helak etti. ( Ibni Mace-Nese'i-Ahmed ibni Hanbel


DERS- 8- MESCİDLERDE ALLAHIN ZİKRİNE ENGEL OLANLAR VE MESCİDİ-DIRARLAR


وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللهِ اَنْ يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ وَسَعَى فِى خَرَابِهَا اُولَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ اَنْ

Bakara/114 * يَدْخُلُوهَآ اِلاَّ خَائِفِينَ لَهُمْ فِى الدُّنْيَا خِزْىٌ وَلَهُمْ فِى اْلاَخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ

„Allahın mescidlerinde, Allah'ın adının anılmasına engel olan ve onların harab olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Bunların, oralara korka korka girmeleri gerekir (başka türlü girmeğe hakları yoktur). Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azab vardır.“Bakara/114

وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرِيقًا بَيْنَ الْمُؤْمِنِينَ وَاِرْصَادًا لِمَنْ حَارَبَ اللهَ وَرَسُولَهُ مِنْ قَبْلُ
وَلَيَحْلِفُنَّ اِنْ اَرَدْنَا اِلاَّ الْحُسْنَى وَاللهُ يَشْهَدُ اِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ * لاَ تَقُمْ فِيهِ اَبَدًا لَمَسْجِدٌ اُسِّسَ عَلَى
Tevbe/107-108 * ....... التَّقْوَى مِنْ اَوَّلِ يَوْمٍ اَحَقُّ اَنْ تَقُومَ فِيهِ
Zarar vermek, inkâr etmek, mü'minlerin arasıni ayırmak, Allah ve Peygamber'ine karşı savaşanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere bir mescid kurup "Biz sadece iyilik yapmak istedik" diye yemin edenlerin ya­lancı olduklarına şüphesiz ki Allah şahiddir.Orada asla namaza durma. Şüphe­siz ki, ilk gününden itibaren takva üzerine kurulan mescitte namaza durman daha uygundur.....“ Tevbe/107-108

HADİSLER
: عَن أبي سعيد،

عَن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ قَالَ: ( إذا رأيتم الرجل يعتاد المساجد، فاشهدوا له
( بالإيمان. قَالَ اللَّه تعالى: إنما يعمر مساجد اللَّه من آمن باللّه... الآية
Ebû Said el Hudri (r.a) den:
Şöyle demiştir : Resülullah (s.a.v) buyurdu ki :
«Sİz, adamın mescidlere gidip gelmeyi itiyat(aliskanlik)hâline getirdiğini bildiğiniz (veya) gördüğünüz zaman, onun imanlı olduğuna şahitlik ediniz. Allah Teâlâ;=-Şüphesiz Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a... inananlar imaret ederler.buyurmuştur.Tevbe/18 „ ( Tirmizi,Ibni Mace)

عَن عثمان بن عفان, فقال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول "من بنى مسجدا لله
" تعالى بنى الله له بيتا في الجنة
Hz. Osman (r.a)'tan rivayet edilmiştir: Ben, Peygamber (s.a.v.)'i:
“Kim Allah'ın rızasını isteyerek bir mescit yaparsa Allah da o kimseye cennette bir ev yapar” diye buyururken işittim” dedi. ( Buhari-Müslim-Tirmizi-Ibni Mace )
DERS – 9- KÜFÜR VE ŞİRK HUSUSUNDA CEHALET BİR MAZERETMİDİR ? ? ?

وَاِذْ يَتَحَاجُّونَ فِى النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفَآءُ لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوآ اِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ اَنْتُمْ مُغْنُونَ عَنَّا نَصِيبًا
Mümin/47-48 * مِنَ النَّارِ - قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوآ اِنَّا كُلٌّ فِيهَآ اِنَّ اللهَ قَدْ حَكَمَ بَيْنَ الْعِبَادِ

“Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, mustaz’aflar (Güçsüzler) müstekbirlere (Büyüklük taslayanlara): “Doğrusu biz size uymuştuk, şimdi ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?” derler. Müstek-birler de: “Doğrusu hepimiz onun içindeyiz. Şüphesiz ki Allah kullar arasında hükmünü vermiştir,” derler.”  Mümin/47-48

وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَالَيْتَنِى اَتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلاً - يَاوَيْلَتَى لَيْتَنِى لَمْ اَتَّخِذْ
Furkan/27-29 * فُلاَنًا خَلِيلاً - لَقَدْ اَضَلَّنِى عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ اِذْ جَاءَ نِى وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلاِنْسَانِ خَذُولاً

“O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: “Keşke Peygamberle bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. Andolsun ki beni, bana gelen Kur'an'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor” der.” (Furkan/27-28-29)

HADİSLER

(إِنَّ أُمَّتِي لاَ تَجْتَمِعُ عَلَى ضَلاَلَةٍ. فَإِذَا رَأَيْتُمُ اخَتِلاَفاً، فَعَلَيْكُمْ بِالسَّوَادِ الأَعْظَمِ ) ( الترمذي )


Enes bin Malik (r.a)dediki “Ben resulallahı (s.a.v);“ Benim ümmetim delalet üzere birleşmez,
şayet ihtilaflarla karşı karşıya kalırsanız,büyük karanlığa (cemaata) tabi olun.“ buyurdu.

( Tirmizi,Ibni Mace)
: عن أبي سعيد الخدري أنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

* يوشك أن يكون خير مال المسلم غنم يتبع بها شغف الجبال ومواقع القطر، يفر بدينه من الفتن
-.......Ebû Sâîd (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) şöyle bu­yurdu:
"Yakında (öyle fanâlıklar meydana gelecek ki) bir müslümânın, kendi dînini fitnelerden selâmete kaçırmak için, dağ başlarında gezdirip, yağmur sularının düştüğü yerlerde (yânî vâdîler ve sahra­larda) güdeceği davarları, en hayırlı malı olacaktır.” ( Buhari-Nesai-Ibni Mace )

DERS - 10 - KEBAİR ( BÜYÜK ) GÜNAHLARIN MAHİYETLERİ VE TEVBE'İ-NASUHA


Nisa/ 31 * اِنْ تَجْتَنِبُوا كَبَآئِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُمْ مُدْخَلاً كَرِ يمًا

“Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere
yerleştiririz.” Nisa/ 31
Sura/37 * ........وَالَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَآئِرَ اْلاِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ
„ Onlar ki büyük günahlardan, hayasızca davranışlardan uzak dururlar. “ Sura/ 37

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا تُوبُوآ اِلَى اللهِ تَوْبَةً نَصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ اَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّات

Tahrim/8 * ........تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ

“Ey İnananlar! Yürekten tevbe ederek Allah’a dönün ki, Rabbiniz kötülüklerinizi örtsün, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koysun.“ Tahrim /8

HADİSLER

: عَنْ جَابِرٍ ؛ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ

  إِنَّ شَفَاعَتِي يَوءمَ الْقِيَامَةِ لأَهْلِ الْكَبَائِرِ مِنْ أُمَّتِي ) ابن ماجه )
Hz.Cabir (r.a) dan rivayeten,dediki,ben resulu ekremi (s.a.v):“ Muhakkakki kıyamet günü şefaatım ümmetimden büyük günah işleyenler için dir.“ derken işittim. ( Ibni Mace )

عن أبي سعيد الخدري أن النبي صلى الله عليه وسلم قال يخرج من النار من كان في قلبه
مثقال ذرة من الإيمان مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ
Ebu Said el Hudri (r.a) dediki:Resulullah (s.a.v);“ Kalbinde zerre'i-miskal kadarda olsa iman olan
mutlaka cehennemden çıkarılacaktır.“ buyurdu. (Muttafakun aleyh )

قَالَ رَسُولُ الله صلى الله عليه وسلم : وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ، لَوْ لَمْ تُذْنِبُوا، لَذَهَبَ الله تَعَالى بِكُمْ
وَلَجَاءَ بِقَوْمٍ يُذْنبُونَ فَيَسْتَغْفِرُونَ الله تَعَالى فَيَغْفِر لَهُمْ * رواه مسلم
Ebû Hüreyre (r.a)den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v)şöyle buyurdu:
“Canımı kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder, yerinize, günah işledikten sonra Allah’tan af dileyecek bir millet getirir ve onları aff'ederdi.”
- Müslim, Tevbe 11. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, III, 238 -

DERS-11- EHLİ KITABIN KESTİKLERİ VE BESMELENİN HÜKMÜ


Maide/5 *.... اَلْيَوْمَ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَطَعَامُ الَّذِينَ اُوتُوا الْكِتَابَ حِلٌّ لَكُمْ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَهُمْ
Bugün size bütün temiz ve iyi nimetler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri, size helâldir, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. ( Maide-5 )

En'am/ 121 * ....... وَلاَ تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكِرَ اسْمُ اللهِ عَلَيْهِ وَاِنَّهُ لَفِسْقٌ

„ Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu; bir fısktır.“ En'am-121


HADİSLER


: عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ

" لعن الله من ذبح لغير الله " البخاري -ومسلم- أحمد
  Hz.Ali ibni ebi Talib(r.a)dediki,Allah resulu (s.a.v):
„Allah'tan başkası için hayvan kesene Allah lanet etsin.“buyurdu. (Müslim,Buhari,Ahmet bin Hanbel)

حَدَّثَنِي يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّهُ قَالَ: سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ فَقِيلَ لَهُ : يَا
رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ نَاساً مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ يَأْتُونَنَا بِلُحْمَانٍ وَلاَ نَدْرِي هَلْ سَمَّوُا اللَّهَ عَلَيْهَا أَمْ لاَ ؟ فَقَالَ
رَسُولُ اللَّهِ : « سَمُّوا اللَّهَ عَلَيْهَا، ثُمَّ كُلُوهَا » مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ

Hz.Aise (r.anh),söyle demistir;Bâzı kimseler;Yâ Resûlallah! Bir takım insanlar bize (kesilmiş) et getirirler. (Hayvan boğazlanırken) üzerine Allah'ın isminin anılıp anılmadı-ğını bilmeyiz. (Bu duruma ne buyurulur)? Dediler. Resûlu ekrem (s.av) :«Bismillah deyiniz ve (eti) yeyiniz» buyurdu.Et getirenler yeni müslüman olmuşlardı  (yâni şer'i hükümleri pek bilmiyorlardı)." (Buhari,Nese'i ve...)



DERS- 12- MÜ'MİNLER KARDEŞ'TİR / MİLLİYETCİLİK VE KAVMİYETCİLİK HARAM'DIR


اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ * Hucurat/10
“Şüphesiz mü’minler birbiri ile kardeştirler; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin; Allah-tan sakının ki size acısın.” Hucurat-10

يَآاَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَآئِلَ لِتَعاَرَفُوآ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللهِ

Hucurat/13 * اَتْقَيكُمْ اِنَّ اللهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
Ey İnsanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Allah bilendir, haberdardır.” Hucurat-13

HADİSLER


عَنِ بْنَ عُمَرَ رَضِي الله عَنْهُمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ قَالَ: الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ
وَمَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ
كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ  مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ

4-İbni Ömer (r.a.)'dan. Rasûlüllah (s.a.v.): "Müslüman Müsİümanın kardeşidir, ona haksızlık etmez, onu haksızlığa da bırakmaz. Kim kardeşinin bir ihtiyacında bulunursa Allah da onun ihtiyacında bulunur. Kim Müslumam bir üzüntü ve sıkın­tıdan kurtarırsa Allah da onu kıyamet gününün üzüntü ve sı­kıntılarından bir üzüntü ve sıkıntıdan kurtanr. Kim Müslumam örterse Allah da onu kıyamet günü örter, "buyurmuştur. ( Muttafakun aleyh )

عن أبي هريرة؛ قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم :
 "لا تدخلون الجنة حتى تؤمنوا. ولا تؤمنوا حتى تحابوا. أولا أدلكم على شيء إذا فعلتموه
تحاببتم؟ أفشوا السلام بينكم". مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ

2-Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.
- Muttefakun aleyh-
DERS-13- KAFİR VE MUNAFIKLARI DOST VE VELİLER EDİNMENİN HÜKMÜ/(MAHİYETİ)

لاَ تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَالْيَوْمِ اْلاَخِرِ يُوَآدُّونَ مَنْ حَآدَّ اللهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوآ اَبَآءَ هُمْ  اَوْ اَبْنَآءَ هُمْ اَوْ

Mucadele/22 *............ اِخْوَانَهُمْ اَوْ عَشِيرَتَهُمْ
„Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun; babaları, oğulla-rı, kardeşleri yahut akrabaları da olsa,
Allah’a ve Rasulüne düşman olanlarla, dostluk ettiğini göremezsin.“ Mücadele/22

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا اَبَاءَ كُمْ وَاِخْوَانَكُمْ اَوْلِيَاءَ اِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى اْلاِيمَانِ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ

Tevbe/23 * مِنْكُمْ فَاُولَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

„Ey iman edenler, eğer küfrü imana tercih etmişlerse babalarınızı, kardeşlerinizi dostlar edinmeyin. Sizden her kim onları dostlar edinirse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.“ Tevbe/23

HADİSLER

عن أسامة بن زيد أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا يرث المسلم الكافر ولا الكافر

المسلم * الترمذي

Usame b. Zeyd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Müslüman, kafire; kafir de Müslüman’a mirasçı olamaz.” (Dârimî, Feraiz: 29; Buhârî, Feraiz: 25)


عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ اَنَّ النَّبِىَّ قَالَ: اَلرَّجُلُ عَلَى دِينِ خَلِيلِهِ، فَلْيَنْظُرْ اَحَدُكُمْ مَنْ يُخَالِ الترمذي

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden kişi kimi dost edineceğine iyi baksın.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 16-Tirmizi)



DERS: 14- ANNE VE BABAYA İTAATIN FARZ OLDUĞU VE İTAATIN SINIRLARI



وَقَضَى رَبُّكَ اَلاَّ تَعْبُدُوا اِلاَّ اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ

İsra/23 * تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا

''Kabbin şunları hükmetti: Kendisinden başkasına ibadet etmeyin. Anne ve babaya iyi davranın. Eğer onlardan biri veya ikisi yanında ihtiyarlığa ererse sakın onlara öf deme. Onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle.'' İsra/23


وَوَصَّيْنَا اْلاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلَى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِى عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ لِى وَلِوَالِدَيْكَ اِلَىَّ
Lokman/14 * الْمَصِيرُ
“Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Banadır.” Lokman/14


وَاِنْ جَاهَدَاكَ عَلى اَنْ تُشْرِكَ بِى مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلاَ تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِى الدُّنْيَا مَعْرُوفًا
Lokman /15 *وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ اَنَابَ اِلَىَّ ثُمَّ اِلَىَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

''Anne babana saygılı ol, eğer onlar hakkında hiçbir delil ve bilgi bulunmayan bir şeyi, körü körüne bana ortak koşman için uğraşırlar ve ağırlıklarını koyarlarsa, onlara bu hususta itaat etme, dünyada onlara iyilik et ve bana yönelen kimsenin yoluna uy. Sonunda hepiniz bana dö-neceksiniz ve o zaman hayatta iken, yapmış olduğunuz herşeyi gerçek şekliy-le size haber vereceğim.'' Lokman/15

HADİSLER

وعنْ أَبي هُرَيْرَةَ رَضِيَ الله عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ قَالَ: لا تَرْغَبُوا عَنْ آبَائِكُمْ، فَمن رَغِبَ عَنْ أَبِيهِ، فَهُوَ .كُفْرٌ


-Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Babalarınızdan yüz çevirip onları inkâr etmeyiniz. Kim babsından yüzçevirirse(inkar
veya terk ederse) küfretmiş(nankörlük)tir. ( Buhârî, Ferâiz 29, Hudûd 31; Müslim,)


وَعَنْهُ عَنِ النَّبِىِّ قَالَ: رَغِمَ اَنْفُ، ثُمَّ رَغِمَ اَنْفُ، ثُمَّ رَغِمَ اَنْفُ مَنْ اَدْرَكَ اَبَوَيْهِ عِنْدَ الْكِبَرِ: اَحَدَهُمَا اَوْ
* كِلَيْهِمَا فَلَمْ يَدْخُلِ الْجَنَّةَ.
Ebu Hüreyre'den (ra) Rasûlullah'ın (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ana-babasının veya onlardan birinin ihtiyarlık zamanlarına yetişip de (bunlara gereken hürmette bulunması sebebiyle) cennete giremeyen kimsenin burnu yerde sürünsün" Rasûlullah bu sözü üç kez tekrarlamıştır. (Müslim)

عَنْ عَبْدِاللَّهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِىَ اللهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ قَالَ الْكَبَائِرُ الإِْشْرَاكُ بِاللَّهِ وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ
* وَقَتْلُ النَّفْسِ وَالْيَمِينُ الْغَمُوسُ

Abdullah b. Amr b. Âs'dan (r.a) Rasülullah'ın (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Büyük günahlar şunlardır: Allah'a şirk koşmak, ana-babaya karşı gelmek, insan öldürmek ve yalan yere bile bile yemin etmek". (Buhârî rivayet etmiştir)

DERS-15- ALLAHU TEALANIN VERDİĞİ MALI ONUN YOLUNDA HARCAMAK,HARAM OLAN İSRAF-
TAN KAÇINMAK.HESABA ÇEKİLECEĞİMİZİN IDRAKİ İÇERİSİNDE OLMAK.


اِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ
Enfal/ 36 * يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا اِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ

“Doğrusu inkâr edenler mallarını Allah'ın yolundan insanları alıkoymak için sarf ederler ve daha da sarf edeceklerdir; ama sonra içleri yanacak, hem de mağlup olacaklardır.'' Enfal/36

وَالَّذِينَ اَمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِى سَبِيلِ اللهِ وَالَّذِينَ اَوَوْا وَنَصَرُوا اُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ
Enfal /74 * مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ
''İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler ve barındırıp yardım edenler: İşte gerçek mümin olanlar bun­lardır. Onlar için mağfiret ve (cennette) bitmez tükenmez bir rızık vardır.'' Enfal /74

قُلْ لِعِبَادِى الَّذِينَ اَمَنُوا يُقِيمُوا الصَّلَوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلاَنِيَةً مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِىَ يَوْمٌ لاَ
İbrahim/31* بَيْعٌ فِيهِ وَلاَ خِلاَلٌ
“Ey Muhammed! İnanan kullarıma söyle, namazı kılsınlar; alış veriş ve dostluğun olmayacağı günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli sarf etsinler.” İbrahim/ 31

وَاَتِ ذَا الْقُرْبَى حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلاَ تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا -, اِنَّ الْمُبَذِّرِينَ كَانُوا اِخْوَانَ
İsra/ 26-27 * الشَّيَاطِينِ وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِرَبِّهِ كَفُورًا
“Yakınına, düşkününe ve yolcuya hakkını ver; elindekileri saçıp savurma. Saçıp savuranlar, şüphesiz şeytanla kardeş olmuş olurlar; şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.”İsra/ 26-27

HADİSLER


وعَنْ أبي يحيى خُرَيْم بنِ فاتِكٍ، رَضِيَ الله عَنْه، قالَ رَسُولُ الله : مَنْ أَنْفَقَ نَفَقَةً في سَبِيلِ الله
* كُتِبَ لَهُ سَبْعُمِائةِ ضِعْف
Ebu Yahya Hureym b. Fâtik'ten (r.a) Rasûlullah'ın (s.a) şöyle bu­yurduğu rivayet edilmiştir: "Kim Allah yolunda bir şey infak ederse, onun hesabına yedi yüz kat olarak yazılır. "(Tirmizî/Hasen)

عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ عَمْرِ بْنِ الْعَاصِ رَضِىَ اللهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ الله : كَفَى بِالْمَرْءِ اِثْمًا اَنْ يُضَيِّعَ
* مَنْ يَقُوتُ
Abdullah ibni Ömer bin AS (r.anhuma),dan rivayeten,resulullah (s.a.v);“ Kisiye günah olarak nafakasindan sorumlu oldugu kisilerin haklarini zayi etmesi (vermemesi,kismasi vs) yeterlidir.“buyur-
du.“ ( Muslim )

وعن كَعْبِ بنِ عِيَاضٍ ، قالَ سمعتُ رسولَ الله، يقول: إنَّ لكلِّ أمَّةٍ فِتْنَةً، وَفِتْنَةُ أُمَّتي المَالُ.

Ka’b b. Iyaz (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle derken işitmiştir: “Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin fitnesi ise maldır.” (İbn Mâce, Fiten: 18/ Tirmizi)


DERS -16- ALLAHIN MESCİDLERİNE MADDİ VE MANEVİ SAHİB ÇIKMAK

مَا كَانَ لِلْمُشْرِكِينَ اَنْ يَعْمُرُوا مَسَاجِدَ اللهِ شَاهِدِينَ عَلَى اَنْفُسِهِمْ بِالْكُفْرِ اُولَئِكَ حَبِطَتْ اَعْمَالُهُمْ

وَفِى النَّارِ هُمْ خَالِدُونَ - اِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللهِ مَنْ اَمَنَ بِاللهِ وَالْيَوْمِ اْلاَخِرِ وَاَقَامَ الصَّلَوةَ وَاَتَى

Tevbe/17-18 <. الزَّكَوةَ وَلَمْ يَخْشَ اِلاَّ اللهَ فَعَسَى اُولَئِكَ اَنْ يَكُونُوا مِنَ الْمُهْتَدِينَ 17. Allah'a ortak koşanlar, kâfirliklerine bizzat kendileri şahidlik ederlerken, Allah'ın mescidlerini i'mar etme selahiyetleri yoktur. Onların bütün işleri boşa gitmiştir. Ve onlar ateşte ebedî kalacaklardır. 18. Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler i'mâr eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır. HADİSLER عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من غدا إلى المسجد أو راح أعد الله له نزلا في الجنة كلما غدا أو راح Kim Sabahleyin ve akşamleyin mescide gidip gelirse;her gidip gelişinde,Allah,o kimseye cennetden konaklayacağı yerini hazırlar. ( Buhari,Müslim.Ahmet ibni Hanbel,ıbnı Hibban) : عَن أبي سعيد، عَن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ قَالَ: ( إذا رأيتم الرجل يعتاد المساجد، فاشهدوا له ( بالإيمان. قَالَ اللَّه تعالى: إنما يعمر مساجد اللَّه من آمن باللّه... الآية Ebû Said el Hudri (r.a) den: Şöyle demiştir : Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu­yurdu ki : «Sİz, adamın mescidlere gidip gelmeyi itiyat(aliskanlik)hâline getirdiğini bildiğiniz (veya) gördüğünüz zaman, onun imanlı olduğuna şahitlik ediniz. Allah Teâlâ;''Şüphesiz Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a... inananlar imar ederler.buyurmuştur.Tevbe/18 „ ( Tirmizi,Ibni Mace) ; عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ; قالَ رسُولُ الله (سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ الله في ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إلاَّ ظِلُّه:..... وَرَجُلٌ قَلْبُهُ مُعَلَّق في المَسَاجد...(مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd (r.anhüma)'dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmadığı bir günde yedi kişiyi kendi gölgesinde gölgelendirecektir; ...Mescidden çıktığında tekrar döneceği saate kadar kalbi mescide bağlı olan kişi,.. (Buhari/Müslim) DERS-17- YAHUDİ VE NASRANİLERİ DOST VE VELİLER EDİNMENİN KÜFÜR OLDUĞU يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى اَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْ Maide/51 * اِنَّ اللهَ لاَ يَهْدِى الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Ey İnananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez.” اِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذِينَ اَمَنُوا الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلوَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ * وَمَن Maide/55-56 * يَتَوَلَّ اللهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ اَمَنُوا فَاِنَّ حِزْبَ اللهِ هُمُ الْغَالِبُونَ ''Sizin veliniz yalnız Allah, onun rasulü ve namaz kılan, zekât veren, rükû eden müminlerdir.Her kim Allah'ı, peygamberi, mü­minleri veli edinirse muhakkak ki, galip gelecek olanlar Allah'ın Hizbidir.'' Bakara/ 120 *........ وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ ''Sen, dinlerine uymadıkça Yahudiler de, Hiristiyanlar da, senden asla hoşnûd olmazlar.'' Bakara/120 HADİSLER عن أبي سعيد الخدري، قال :  قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لتتبعن سنن الذين من قبلكم. شبرا بشبر، وذراعا بذراع. '' حتى لو دخلوا في جحر ضب لاتبعتموهم" قلنا: يا رسول الله! آليهود والنصارى؟ قال "فمن؟" Ebu Saîd el-Hudrî (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.): “Sizden öncekilerin yollarına karış karış ve arşın arşın mutlaka tabi ola­caksınız. O derece ki, onlar eğer küçücük bir keler deliğine girecek olsalar, siz de onların arkasından gideceksiniz” buyurdu. Biz: “Ey Allah'ın resulü! Onlar, Yahudiler ile Hıristiyanlar mı?” diye sorduk. Resulullah (s.a.v.): “Onlardan başka kimler olacak!” buyurdu. < Buhari ve Müslim>

DERS-18- EMRİ BİL MARUF-NEHYİ ANİL MÜNKER YAPMANIN HÜKMÜ VE MAHİYETİ

* وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُوْلَـئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

''İçinizden hayra çağıran, mârufu emredip münkerden alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.'' A.İmran/104

* ........كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ

'' Siz, insanlar için çıkartılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. Mâra­fu emreder, münkerden alıkorsunuz ve Allah'a inanırsınız.'' A.İmran / 110

Enfal/25 * وَاتَّقُواْ فِتْنَةً لاَّ تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُواْمِنكُمْ خَآصَّةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

“Aranızdan yalnız zâlimlere erişmekle kalmayacak fitneden sakının, Allah'ın azabının şiddetli
olduğunu bilin.” Enfal / 25

HADİSLER


عن حذيفة بن اليمان عن النبي صلى الله عليه وسلم قال والذي نفسي بيده لتأمرن

بالمعروف ولتنهون عن المنكر أو ليوشكن الله أن يبعث عليكم عقابا منه ثم تدعونه فلا
( يستجاب لكم * ( رواه الترمذي و قال : حديثٌ حسنٌ
Huzeyfe b. el Yemân (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Canım, kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki: Mutlaka iyilikleri emredecek ve kötülüklerden insanları sakındıracaksınız. Böyle yapmaz iseniz Allah size bir ceza gönderiverir de ona dua edersiniz duanız kabul olunmaz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir./Hasen)

; عن أبي بكر الصديق أنه قال وإني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول
'' إن الناس إذا رأوا الظالم فلم يأخذوا على يديه أوشك أن يعمهم الله بعقاب منه ''

Ebû Bekir es SıddÎk (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:Ben Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: “İnsanlar zâlimi ve zulmünü görüp de onu zulümden el çektirmezlerse Allah’ın onların hepsinin başına bir ceza indirmesi çok yakındır.” (Ebû Dâvûd,Tirmizi)

عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِيِّ رَضِىَ اللهُ عَنْهُ أَنَّ النَّبِيَّ قَالَ; الدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا لِمَنْ قَالَ لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ
* وَلاَِئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ

Ebu Rukayye Temîm b. Evs ed-Dârî'den (r.a) Nebî'nin (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber: "Din nasihattır" buyurdu. Biz "Kime?" dedik. Rasûlüllah (s.a) "Allah'a, O'nun Kitabı'na, O'nun Resuluna, müslümanların önderlerine ve bütün müslümanlara karşı" buyurdu.
(Müslim,Tirmizi,Ahmed)

DERS-19- MARUFU EMRETMEK,MÜNKERDEN NEHYETMEK MÜMİNİN BİR VASFIDIR.




Saf-2,3* يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لاَ تَفْعَلُونَ -كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللهِ اَنْ تَقُولُوا مَا لاَ تَفْعَلُونَ

“Ey inananlar! Yapmadığınız, (yapmayacağınız) şeyi niçin söylersiniz? Yapmadığınız şeyi yaptık
demeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” Saf / 2,3

Bakara-42 * اَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ اَفَلاَ تَعْقِلُونَ

'' Siz insanlara iyiliği emredip kendinizi unutur musunuz? Halbuki Kitab'ı da okuyup durursunuz. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?'' < Bakara- 44 >


HADİSLER

;عن أسامة بن زيد، قال

سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول "يؤتى بالرجل يوم القيامة. فيلقى في النار.
فتندلق أقتاب بطنه. فيدور بها كما يدور الحمار بالرحى. فيجتمع إليه أهل النار. فيقولون: يا فلان!
مالك؟ ألم تكن تأمر بالمعروف وتنهى عن المنكر؟ فيقول: بلى. قد كنت آمر بالمعروف ولا آتيه،
وأنهى عن المنكر وآتيه رواه مسلم

Ebu Zeyd Usâme b. Zeyd b. Harise'den (r.a) Rasülüllah'ı (s.a) şöyle buyururken işittim dedi;
“Kıyamet günü bir adam getirilir ve cehennem ateşine atılır. Bağırsakları karnından dışarı çıkar ve onlarla birlikte değirmen döndüren merkeb gibi döner durur. Cehennem halkı onun yanına toplanırlar ve derler ki:'' Ey filân! Sana ne oldu? Sen iyiliği emredip kötülükten nehyetmez miydin?'' O kişi de:
Evet, iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım, münkerden nehyederdim, fakat kendim yapardım, der.” (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir)
DERS- 20- KURAN VE SÜNNETTE TESETTÜR (HİCAB) FARZDIR,İNKARI KÜFÜR'DÜR.

قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ اَزْكَى لَهُمْ اِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ* وَقُلْ

لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلاَ يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ اِلاَّ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ

Nur/30-31 * بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنَّ

30-''Mümin erkeklere söyle, gözlerini (harama karşı) yumsunlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha temizdir. Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarından haberdardır.''
31-Mümin kadınlara söyle, gözlerini (harama karşı) yumsunlar, ırzlarını korusunlar. Görünmesi zaruri olanlar hariç ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine sarkıtsınlar....'' Nur; 30-31


يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُل لِّأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاء الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِن جَلَابِيبِهِنَّ ذَلِكَ أَدْنَى أَن

Ahzab/59 * يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ وَكَانَاللَّهُ غَفُوراً رَّحِيماً

“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına, dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını söyle; bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah bağışlar ve merhamet eder.” Ahzab / 59


HADİSLER

; وَعَنْ أبي هُرَيْرَةَ رَضِيَ الله عَنْهُ، أنَ رَسُول الله، قَالَ


صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَارِ لَمْ أَرَهُمَا: قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ،وَنِسَاءٌ

كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ، مُمِيلاَتٌ مَائِلاَتٌ، رُؤُوسُهُنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ المَائِلَةِ لاَ يَدْخُلْنَا لجَنَّةَ،وَلاَ يَجِدْنَ
رِيحَهَا، وَإنَّ رِيحَهَا لَيُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ كَذَا وَكَذَا . رواه مسلم

Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Cehennemliklerden (dünyada) görmediğim iki sınıf vardır: (Biri) ellerinde sığır kuyruğu gibi kamçılar bulunan ve bunlarla insanları döven bir kavim! (Diğeri) giyinmiş ama çıplak, salınarak yürüyen, kırıtkan, başları Horasan develerinin eğik hörgüçleri gibi bir takım kadınlar! Bunlar cennete giremeyecekleri gibi, kokusunu da duyamayacaklardır. Halbuki onun kokusu çok uzaklardan duyulacaktır." < Müslim >

DERS-21- GELEN HABERLERİ TAHKİK ETMEK,SU'İ-ZAN VE İFTİRADAN SAKINMAK


يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوآ اِنْ جَآءَ كُمْ فَاسِقٌ بِنَبَأٍ فَتَبَيَّنُوآ اَنْ تُصِيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ
Hucurat/ 6 * نَادِمِينَ
“Ey İnananlar! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse, onun içyüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir
millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz.” Hucurat/6


Hucurat/ 12 * .......يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِنَ الظَّنِّ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ

'' Ey iman etmiş olanlar, zannın bir çoğundan kaçının, çünkü zannın bazısı günahtır '' Hucurat/12

Ahzab/58 '' وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَاناً وَإِثْماً مُّبِيناً ''

"Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları yapmadıkları bir işten dolayı suçlayanlara gelince, onlar iftira atma suçu işlemiş ve böylece açık bir günaha girmiş olurlar." (Ahzab: 33/58)



HADİSLER

; عن أبي هريرة؛ قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم
" كفى بالمرء كذبا أن يحدث بكل ما سمع "
Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Kişiye, her işittiğini (başkalarına) söylemesi yalan olarak yeter.” ( Müslim-Ebu Davud )

'' وعنْ أبي هُرَيْرَةَ رَضِيَ الله عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ الله قَالَ: '' إيّاكُمْ وَالظَّنَّ، فإنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الحَدِيث

Ebû Hüreyre (r.a)'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır.'' (Buhari- Müslim)



DERS-22- BİD'ATLARI VE BİD'ATCILIĞI REDDETMEK,SÜNNETLERE SARILMAK

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً

''Andolsun ki, sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü ümid eden ve Allah'ı çokca anan kimseler için, Rasûlullah'ta güzel bir örnek vardır.'' Ahzab/21

* فَاَمِنُوا بِاللهِ وَرَسُولِهِ النَّبِىِّ اْلاُمِّىِّ الَّذِى يُؤْمِنُ بِاللهِ وَكَلِمَاتِهِ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ.......

''Gelin Allah'a ve O'nun ümmi peygamberi olan elçisine inanın ki, o peygamber de Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır, O'na uyun(tabi olun) ki doğru yolu (Hidayeti) bulasınız!" Araf / 158


HADİSLER

;قال رسول الله صلى الله عليه وسلم .
" فعليكم بسنتي وسنة الخلفاء الراشدين المهديين عضوا عليها بالنواجذ وإياكم ومحدثات
الأمور فإن كل بدعة ضلالة '' رواه أبو داود والترمذي وابن ماجه وابن حبان في صحيحه

Resulullah (s.a.v) "Sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn’in sünnetine sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir, sapıklıktır”  buyurdular.

- Ebû Dâvûd, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 6-
; وعن العرباض بن سارية رضي الله عنه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

< إياكم والمحدثات فإن كل محدثة ضلالة >
رواه أبو داود والترمذي وابن ماجه وابن حبان في صحيحه
Allah resulu (s.a.v):Sonradan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir, sapıklıktır”buyurdular. < Ebû Dâvûd, Tirmizi, İbni Mâce,İbni Hibban >

( عن أبي عبد الرحمن قال قال عبد الله; ( اتبعوا ولا تبتدعوا فقد كفيتم

Abdullah ibni Mesud (r.a) şöyle dedi;'' Size bildirilenlere uyun,yeni birşey (bid'at) çıkarmayın.Size yetecek kadar verilmiştir.'' Tebarani ve Darimi



DERS-23- TEFRİKANIN/BÖLÜNMENİN HARAM, İTTİHADI-İSLAMIN FARZ OLDUĞU



يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوآ اِنْ تُطِيعُوا فَرِيقًا مِنَ الَّذِينَ اُوتُوا الْكِتَابَ يَرُدُّوكُمْ بَعْدَ اِيمَانِكُمْ كَافِرِين*وَكَيْفَ تَكْفُرُون
* وَاَنْتُمْ تُتْلَى عَلَيْكُمْ اَيَاتُ اللهِ وَفِيكُمْ رَسُولُهُ وَمَنْ يَعْتَصِمْ بِاللهِ فَقَدْ هُدِىَ اِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا اتَّقُوا اللهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ اِلاَّ وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ * وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعاً
وَلاَ تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللهِ عَلَيْكُمْ اِذْ كُنْتُمْ اَعْدَآءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ اِخْوَانًا وَكُنْتُمْ
A.İmran/100-103 *عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللهُ لَكُمْ اَيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ


Ey iman edenler! Eğer kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye itaat ederseniz, imanınızdan sonra sizi kâfirler olarak geri çevirirler.Allah'ın âyetleri size okunur, aranızda da Peygamberi bulunurken, nasıl kâfir olurdunuz? Kim Allah'a sımsıkı sarılırsa muhakkak doğru yola iletilmiştir.
Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekiyorsa öylece korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.Topluca Allah'ın ipine sarılın ve ayrılığa düşmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz düşmanlar idiniz de O, kalplerinizin arasını uzlaştırdı. O'nun nimeti sayesinde kardeşler oluverdiniz. Siz bîr ateş uçurumunun tam kenarındayken, sizi oradan O kurtardı.Doğru yola erişesiniz diye Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar.'' < A.İmran/ 100-103 >

*, وَلاَ تَكُونُوا كَالَّذِينَ تَفَرَّقُوا وَاخْتَلَفُوا مِنْ بَعْدِ مَا جَآءَ هُمُ الْبَيِّنَاتُ وَاُولَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيم

Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilâfa düşenler gibi olmayın. İşte onlara büyük bir azap vardır. < A.İmran/105>

* وَاَطِيعُوا اللهَ وَرَسُولَهُ وَلاَ تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ وَاصْبِرُوا اِنَّ اللهَ مَعَ الصَّابِرِينَ

Allah'a ve Rasûlüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız da za'fa düşersiniz ve rüzgârınız gider. Sabredin, muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir. < Enfal/46 >

HADİSLER

;عن بن عمر قال خطبنا عمر بالجابية فقال

. ; يا أيها الناس إني قمت فيكم كمقام رسول الله صلى الله عليه وسلم فينا فقال
< ... عليكم بالجماعة وإياكم والفرقة فإن الشيطان مع الواحد.....>

İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer, Şam’ın bir bölgesi olan Cabiye’ de bize bir hutbe vererek şöyle konuştu: Rasûlullah (s.a.v.)’in bize söylediği bazı şeyleri size söylemek üzere aranızdayım. O bize şöyle demişti: “ .... İslam cemaatinden ayrılmayın, ayrılıklardan sakının çünkü şeytan cemaate katılmayıp tek kalanlarla beraberdir...'' < Tirmizi,İbni Mace/Hasen >

'' عن بن عباس قال ,قال رسول الله صلى الله عليه وسلم; '' يد الله مع الجماعة
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), şöyle buyurmuştur: “Allah’ın yardımı cemaatle beraberdir.” (Tirmizî/Hasen )


DERS-24- ALLAH (cc) YOLUNDA CİHADIN SEBEBİ,MANA VE MAHİYETİ (HÜKMÜ)

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلَى تِجَارَةٍ تُنْجِيكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَلِيم* تُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ
فِى سَبِيلِ اللهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ * , يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ
* وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِى جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
“Ey İnananlar! Sizi can yakıcı bir azaptan kurtaracak, kazançlı bir yolu size göstereyim mi? Allah’a ve peygamberine inanır, Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla cihad edersiniz; bilseniz, bu sizin için en iyi yoldur.Böyle yaparsanız, Allah günâhlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur.” < Saf/ 10-11-12 >

كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْ وَعَسَى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى اَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا
Bakara/ 216 * وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ
''Hoşunuza gitmediği halde, cihâd üzerinize farz kılınmıştır. Bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için hayırlı olabilir. Bir şey de hoşunuza gittiği halde sizin için kötü olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.''

Enfal/39 * وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّى لاَ تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدِّينُ كُلُّهُ لِلَّهِ فَاِنِ انْتَهَوْا فَاِنَّ اللهَ بِمَا يَعْمَلُونَ بَصِيرٌ


'' Hiçbir fitne kalmayıncaya ve din tamamıyle Allah'ın oluncaya kadar onarla savaşın. Eğer vazgeçer-
lerse, muhakkak ki Allah onların ne yaptıklarını iyice görür.'' < Enfal-39 >

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً وَاعْلَمُوا اَنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ

“Ey inananlar! Yakınınızda bulunan inkârcılarla savaşın; sizi kendilerine karşı sert bulsunlar. Bilin ki Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.” < Tevbe/123 >

HADİSLER


وَعَن أْبي ذَر، رضِيَ الله عنهُ، قَال: قُلْتُ : يا رَسُولَ الله أَيّ العَمَلِ أَفضَلُ ؟ قَالَ: الإيمَانُ بِالله،
وَالجِهَادُ في سَبِيلِهِ.* مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ

Ebu Zer (r.a) dediki:“ Ben Allahın resulundan (s.a.v) amellerin en efdalini sordumda bana cevaben;
“ Allaha iman etmek ve onun yolunda cihad etmektir“buyurdu. (Muttefakun aleyh)


'' وعَنْ أنسٍ، رَضِيَ الله عَنْهُ، أَنَّ النَّبِيَّ، قالَ:'' جَاهِدُوا المُشْرِكِينَ بِأَمْوَالِكُم وَأَنْفُسِكُمْ وَأَلسِنَتِكُم

Enes b. Malik'den rivayet olunduğuna göre Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Müşriklere karşı
mallarınızla,canlarınızla ve dillerinizle cihad edin." < Ebu Davud >

'' قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: '' إن أبواب الجنة تحت ظلال السيوف


Rasûlullah (s.a.v.)şöyle buyurdu:“Cennet’in kapıları kılıçların gölgeleri altındadır.” < Buhari/ Tirmizi >



DERS-25-ALLAHIN(cc)RAZI OLDUĞU YEGANE DİN, TESLİMİYYET DİNİ OLAN İSLAM'DIR



Maide/3 *...... الْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِى وَرَضِيتُ لَكُمُ اْلاِسْلاَمَ دِينًا....
''Bugün dininizi kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm 'dan
razı oldum...'' < Maide/3 >

A.İmran/85 * وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ اْلاِسْلاَمِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِى اْلاَخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ

''Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul olunmaz ve o âhirette hüsrana uğrayanlardandır.''

وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّى وَنُصْلِهِ
Nisa/115 * جَهَنَّمَ وَسَاءَ تْ مَصِيراً
-Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra, peygamberle bağını koparıp, mü’minlerin yolundan başka bir yola saparsa, onu tercih ettiği o yolda bırakır ve cehenneme sokarız. O ne kötü bir yerdir.'' < Nisa/115 >

HADİSLER

عَنْ اَبِى عَبْدِ اللهِ طَارِقِ بْنِ اَشْيَمَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ يَقُولُ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَفَرَ بِمَا
يُعْبَدُ مِنْ دُونِ اللَّهِ حَرُمَ مَالُهُ وَدَمُهُ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ * مسلم

- Târik el-Eşca'î (r.a) Resûlullah (s.a.v)'ın şöyle söylediğini haber verdi:"Kim Lailâhe illallah der ve
Allah'tan başka mâbudları reddederse, Allah onun malını ve kanını haram kılar. (Samimî olup olma
dığı) meselesi Allah'a aittir. ( Müslim )